UEFA Avrupa Ligi’nde Aston Villa ile Maccabi Tel Aviv arasında 6 Kasım Perşembe günü oynanacak karşılaşma öncesinde, İngiliz yetkililer güvenlik gerekçesiyle deplasman taraftarlarının maça alınmamasına karar verdi.

Karar, Batı Midlands Polisi ve yerel Güvenlik Danışma Grubu tarafından yapılan kapsamlı risk değerlendirmesi sonrasında alındı. Yetkililer, İsrail ekibinin İngiltere’deki maçında olası protesto ve güvenlik tehditlerinin kontrol altına alınmasının “olağanüstü zorluklar” yaratabileceğini belirtti.
“Güvenlik, her şeyin önünde gelir”
Aston Villa kulübü yaptığı açıklamada, sürece ilişkin tüm adımların Maccabi Tel Aviv ve yerel otoriteler ile tam koordinasyon içinde yürütüldüğünü bildirerek: “Maça katılacak tüm futbolseverlerin ve bölge sakinlerinin güvenliği, alınan kararların merkezinde yer almaktadır” diye ifade etti.
Polis yetkilileri, maçın “yüksek riskli” kategoride değerlendirildiğini ve geçmiş olayların bu sınıflandırmada etkili olduğunu açıkladı. Açıklamada, 2024 yılında Amsterdam’da Ajax ile Maccabi Tel Aviv arasında oynanan maçta yaşanan şiddet olayları ve nefret suçları hatırlatılarak: “Mevcut istihbarat ve geçmiş deneyimler ışığında, bu tedbirin kamu güvenliği açısından en uygun yol olduğu sonucuna vardık” ifadeleri kullanıldı.
Siyasi Tepkiler ve Kamuoyu Tartışması
Karar, İngiltere’de bazı siyasetçiler tarafından eleştirildi. Başbakan Sir Keir Starmer, polisin görevinin tüm taraftarların “şiddet veya korku olmadan” maça gidebilmesini sağlamak olduğunu belirterek, yasak kararının “üzücü” olduğunu söyledi. Ancak güvenlik makamları, alınan kararın herhangi bir siyasi motivasyonla değil, risk analizine dayalı profesyonel bir değerlendirme sonucu alındığını vurguladı.
Kültür Bakanı Lisa Nandy de konunun inceleneceğini belirtirken, bazı milletvekilleri, kararın “gereksiz bir taviz” olduğunu savundu. Buna karşın, kamu güvenliği uzmanları, “önleyici tedbirlerin kriz anında alınan önlemlerden çok daha etkili” olduğuna dikkat çekti.
UEFA: Karar Yetkililerin Sorumluluğunda
UEFA, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, her ülkenin yerel güvenlik makamlarının kendi sınırları içinde oynanan maçların güvenliğinden sorumlu olduğuna değinerek: “UEFA, taraftarların güvenli, misafirperver bir ortamda maçları izleyebilmesini ister. Ancak nihai karar, yerel otoritelerin değerlendirmesine aittir” dedi.
Son dönemde, özellikle Ortadoğu’daki çatışmalar nedeniyle Avrupa genelinde bazı futbol müsabakalarında protestolar yaşandı. Geçtiğimiz yıl Amsterdam’da Maccabi Tel Aviv taraftarlarıyla yerel gruplar arasında çıkan olaylar sonucu çok sayıda kişi gözaltına alınmış, şehir yönetimi bu durumu “antisemitizm, öfke ve holiganlığın tehlikeli karışımı” olarak tanımlamıştı.
Benzer olayların tekrar etmemesi için İngiliz makamlarının bu kez daha sıkı bir güvenlik politikası izlemesi dikkat çekici.
Taraftar yasağı bazı çevrelerce aşırı bulunmuş olsa da, İngiliz güvenlik kurumlarının bakış açısı önceliğin kamu güvenliği olduğuna işaret ediyor. Özellikle uluslararası hassasiyetlerin yüksek olduğu bir dönemde, proaktif güvenlik önlemleri hem kulüplerin hem şehirlerin itibarını koruma açısından kritik görülüyor.
Bu karar, futbolun birleştirici gücünü zayıflatmaktan ziyade, şiddet ve nefrete karşı ortak bir güvenlik duruşu olarak değerlendiriliyor.