FIFA Başkanı Gianni Infantino, İsrail’e yönelik yaptırım taleplerinin giderek arttığı bir dönemde, futbolun küresel siyasi sorunları çözme gücüne sahip olmadığını ancak barış ve birlik mesajı verebileceğini söyledi.

Birleşmiş Milletler’in geçtiğimiz ay yayımladığı raporda, İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin “soykırım teşkil ettiğine” dair bulgulara yer verilmişti. Bu raporun ardından, İsrail’in uluslararası futboldan menedilmesi yönünde FIFA ve UEFA’ya baskılar artarken, konu FIFA Konsey toplantısında resmi gündem maddesi olarak yer almadı.
Infantino, Zürih’teki FIFA merkezinde yaptığı konuşmada: “Bugün dünyada süren çatışmalardan zarar gören herkesle dayanışma içindeyiz. Futbolun en önemli mesajı barış ve birlik olmalıdır. FIFA jeopolitik sorunları çözemese de oyunun birleştirici ve insani değerlerini küresel ölçekte yaymaya devam edecektir” dedi.
FIFA Başkanı ayrıca, Filistin Futbol Federasyonu Başkanı Jibril Rajoub ile görüştüğünü açıkladı. Sosyal medyada yaptığı paylaşımda Rajoub’un direncini takdir ettiğini belirten Infantino, FIFA’nın futbolla insanları bir araya getirme kararlılığını yineledi.
İsrail’in Katılımı ve Tepkiler
İsrail Milli Takımı, 2026 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri’nde mücadele etmeyi sürdürüyor. Ülkenin önde gelen kulüplerinden Maccabi Tel Aviv ise Avrupa Ligi’nde boy gösteriyor. Uluslararası Af Örgütü ve BM İnsan Hakları uzmanları, FIFA ve UEFA’ya çağrıda bulunarak İsrail’in turnuvalardan menedilmesini talep etti. Uzmanlar yayımladıkları bildiride: “Spor, her şeyin olağan akışında olduğu algısını beslememeli” ifadelerini kullandı.
FIFA Başkan Yardımcısı Victor Montagliani ise konunun öncelikle UEFA’nın sorumluluğunda olduğunu belirterek: “Her konfederasyon kendi üyeleriyle ilgili kararlarda doğrudan muhataptır” dedi.
ABD, 2026 Dünya Kupası’nın ev sahiplerinden biri olarak, İsrail’in turnuvadan dışlanmasına yönelik girişimlere karşı çıkacağını duyurdu. Washington yönetimi, bu yöndeki adımları engelleme konusunda kararlı olduklarını açıkladı. İsrail tarafı ise BM raporunu reddederek, Gazze’deki eylemlerinin (soykırımı) meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu. İsrail Dışişleri Bakanlığı raporu “çarpıtılmış ve yanlış” şeklinde nitelendirdi.